7.04.2008

MİLANO

Lombardia Bölgesinin başkenti, İtalya'nın ikinci büyük şehridir. Şöhretli mağazalarından gökdelenlerine kadar, kentsel heyecanın nabzının attığı mali ve ticari merkezi. Milano, sahip olduğu şöhretini, modernizm aşıklarına borçludur.Milano, ülkenin iletişim ve ulaşım merkezidir. Şehrin prestij sahibi kültürel geleneklerini, sayısı dörtten fazla olan üniversiteleri, Müzik Konservatuarı, Sanat Akademisi, dünyanın en meşhur opera binalarından birisi olan La Scala, meşhur sanat galerileri ve kütüphanelerine emanet edilmiştir. Milano ayrıca, İtalyan basın yayınının başkentidir.

Milano'nun en uğrak yerleri, şehrin tam kalbinde yer almaktadır; Milanolular, şehrin politik ve sosyal hayatının merkezi olan Katedralin hemen yakınındaki Galleria'ya gelerek sohbet eder veya büyük cafelerin teraslarında gazete, dergi, kitap okurlar. Meşhur alışveriş mağazaları, Corso Vittorio Emanuele ve Corso Venezia ve aynı zamanda antik eşya mağazalarının da bulunduğu Via Monte Napoleone caddelerinde yer almaktadırlar. Kabareler Piazza San Babila çevresindedir. En güzel bahçeler, Bastioni Porta Venezia'nın yakınındaki Parco Sempione ve Giardini Pubblici parklarında bulunmaktadır. Meşhur La Scala Tiyatrosu bir başka önemli çekim merkezidir.
Artistik ve edebi lokanta aşıklarının, bir zamanlar yazar Malaparte'nin uğrak yeri olan ve şehir merkezinin Kuzeyinde yer alan Bagutta (Via Bagutta) ve Pesa (Viale Pasubio)'ya yönelmeleri gerekmektedir

Brera Sarayı ve Resim Galerisi
17. Yüzyıl sarayıdır. Lombardia ve Kuzey İtalya sanatçılarının zengin eserleri bulunan resim galerisinde Piero della Francesca, Signorelli, EI Greco, Caravaggio, Rubens, Rembrandt, Van Dyck, Tiepolo, Canaletto ve Guardi'nin çalışmalarının yanı sıra 15. - 16. yüzyıl Lombardia Okulu resimleri çok iyi muhafaza edilmiştir.
Eski Sanatlar Müzesi
Kaledeki müze, 14. yüzyıl Barnabo Visconti mezarı ve Michelangelo tarafında yapılan Pietà Rondanini'nin yanı sıra çok güzel heykellere ev sahipliği yapmaktadır.
ok iyi muhafaza edilmiştir.

Poldi Pezzoli Müzesi
Eserler, harikulade bir şekilde döşenmiş bir konakta sergilenmektedir.
Antik silah ve zırhlar, iran halıları ve zengin bir Rönesans resim kolleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır.
Ayrıca, dünyanın en önemli müzelerinden birisi olan Ulusal Bilim ve Teknoloji Müzesi ziyeretçilerin ilgi odağıdır

VENEDİK TE GEZİNTİYE NE DERSİNİZ :))

Bunları görmeden dönmeyin
Venedik'e gidince belki de görmeden dönülmeyecek en önemli yer Büyük Kanal'dır. Burada bindiğiniz bir gondolda kanal boyu yapacağınız yolculukta gözünüze ister istemez birçok bina takılacaktır. Eğer bunların ne olduğunu merak ediyorsanız şimdi gondola birlikte binelim ve hepsini sırayla tanıyalım.
Büyük Kanal Venedik'in omurgasını oluşturmaktadır. Ters S harfi şeklindeki Kanal şehrin batısındaki şehre ulaşım noktalarından başlar ve doğusuna doğru kıvrım yaparak ilerler ve St. Marco Meydanı önlerinde sonlanır. Uzunluğu 3800m, genişliği 30 ile 70 m arası derinliği ise 5 m civarındır.Kanalın her iki kıyısında 12. yüzyıldan 18.yüzyıla kadar tarihlenen konutlar antrepolar ve kamu binaları yer alır. Bu binaların çok büyük bölümü Venedik'in bir dünya ticareti başkenti olduğu dönemde burada oluşan yeni zengin aileler tarafından yaptırılmıştır. Binalar bugün de bu ailelerin isimleriyle anılırlar çoğuda bu binaların yüzyıllardır sahibidirler. Binalar genel olarak 16.yüzyıla tarihlenir. Kareye yakın dikdörtgen planlıdırlar. Giriş kat rustik taşlarla kaplanmış diğer katlar ise sütunlarla bölünmüş pencereli bir cephe düzeni gösterirler. Girişe yerleştirilen yarım daire kemerli kapı açıklıkları hem dışarıyla bağlantı sağlar hem de gelen veya gidecek olan malların yüklenmesinin yapıldığı yerlerdir. Giriş katları genel olarak depo olarak kullanılır. İkinci kat ise tüccar ve ailesine aittir. Özellikle giriş kapısı üzerindeki odalar. Bazen bu bölümün balkonlu da düzenlendiği görülür. Ponte di Rialto
Ponte Rialto (Rialto Köprüsü)
Bu ikinci köprü Büyük Kanal üzerindeki en eski köprüdür. Orijinali ahşap olan köprü 1440 yılındaki onarımda adeta yeniden ve yine ahşap olarak yapılmış ve bu onarım sırasında köprüye dükkanlar da ilave edilmiştir. Ortadan, gerektiğinde açılarak büyük deniz taşıtlarının da geçebildiği Rialto Köprüsü'ne bu özellik 16. yüzyılda kazandırılmıştır. Bu mekanizma için mimarlar arasında bir yarışma düzelenmiş Michelangelo, Palladio ve Sansovino gibi tanınmış mimarların katıldığı bu yarışmayı Antonio Da Ponte adlı ünlü olmayan bir mimar kazanmıştır. Kanalın en dar yerine yapılan köprünün ayakları yaklaşık 12.000 adet, çamurlu zemine saplanmış kolon üzerine oturmaktadır. Bugün köprü üzerinde 24 adet dükkan, arkadlı bir düzenlemeyle, yer alır.
Piazzetta Dı San Marco (St.Marco Meydanı)
Şehrin en güzel anıt binalarından Dükler Sarayı ve Sansoviane Kütüphanesinin her iki yandan sınırladığı bu geniş alan St.Marco Kilisesi ile sonlanır. Alan ilk kurulduğunda pazaryeri olarak tasarlanmış ve kullanılmışsa da 1536 yılından sonra alanın temiz tutulması amacıyla burada pazar kurulması yasaklanmıştır. Alanın deniz tarafında, her iki tarafında birer tane sütun yer alır. Birinin üzerinde St.Marco'dan önce şehrin korucusu olan Bizans Kraliçesi Teodora'nin heykeli diğerinin üzeride ise Kentin koruyucusu St.Marco'yu sembolik olarak temsil eden ve Venedik'in de sembolü olan bronz bir aslan heykeli yer alır. Bu sütunlar Venedik'e 1125 yılında getirilmiş ve bugünkü yerlerine 1172 yılında Rialto Köprüsü'nün de ilk mimari olan Niccola Starantonia tarafından dikilmişlerdir. Eskiden bu sütunların arasında özellikle ölüm suçları infaz edilmekteymiş. Burada cezaları infaz edilen iki kişinin hikayeleri hala anlatılmaktadır: Bunardan biri bir fırıncının oğlu olan Pietro Faziol (Il Forneretto) 'dur. Bir asili öldürdüğü için ölüm cezasına çarptırılmıştır. Cezanın infazdan sonra Pietro Faziol'ün suçsuz olduğu anlaşılınca anısına iki adet gaz lambası yakılmıştır. Diğeri ise Carmagnola Kontudur ve O'da hainlikle suçlanmış suçsuzluğu daha sonra anlaşılmıştır.
Dükler Sarayı (Palazzo Ducale)
Pembe Verona Mermeri ve beyaz Istra taşından yapılmıştır. Gotik Üsluptadır. Venedik dukalarının ikametgahı ve yönetim merkezidir Yapının bir bölümü hapishane olarak da kullanılmıştır. İçi fresk tekniği ile yapılmış resimlerle süslenmiştir.
Libreria di San Marco (Sansovıno Kütüphanesi)
Kütüphane binası St.Marco Meydanı'nın batı tarafı boyuncadır. Bu gösterişli bina Mimar Palladio'nun eseridir. Oldukça zengin nadir eserlerin bulunduğu bir kütüphanedir. Kütüphane Kardinal Bessarione tarafından oluşturulmuştur.
Saat Kulesi
St.Marco Meydanı'nın doğusundadır. 1496-1499 yılları arasında Mauro Coducci tarafından yapılmıştır. Kulenin iki yanında daha alçak olan binalar 1500-1506 yılları arasında Pietro Lombarda tarafından yapılmıştır. Kulenin üzerinde yer alan terasta bronz döküm olarak yapılan bir çan ve bu ana ellerindeki balyozlarla saat başı vuran iki erkek heykeli yer alır.
The Basılıca of St. Mark's (St.Marco Kilisesi)
Venedik Katedrali olarak da tanınan St.Marco Kilisesi (veya Bazilikası), bu deniz cumhuriyetinin gücünün de bir göstergesidir. 828 yılında Mısır'ın İskenderiye kentinden Venedikli iki tüccarın getirdiği St.Marco'ya ait rölikler ( kutsal sayılan birine ait vücüt parçaları veya eşyalar) kente bir onur kazandırır. Rölikler önce St.Thedora Kilisesi'nde muhafaza edilir. Dük Giustiniano Partecipazio Venedik'e ve St. Marco'ya yakışır bir kilise yapılmasına karar verirse de Onun bu isteği kardeşi Giovanni Partecipazio tarafından projelendirilir ve 832 yılında binanın inşaatı, 883 yılında ise dekorasyonu tamamlanır. 976 yılında çıkan bir ayaklanmada Dükler Sarayı yanar ve alevler bitişikteki Kiliseye de oldukça zarar verir. Kilisenin restorasyonu ise 1000 yılına doğru Pitro Orseolo tarafından yapılır. Daha sonra Dük Domenico Contarini mevcut kilisenin güzel olmadığına karar verir ve yıktırır. 1063 yılında yetenekli öğrencilere bir proje yaptırır ve yapılan bu projeyi hayata geçirtir. Kilise 1073 yılında tamamlanır. Yapı plan olarak Bizans Mimarisinde bir dönem sıkça uygulanan Yunan Haçı (+) planındadır. Dört eşit kolun her biri bir koridor ve kolların kesişiminde oluşmuş bir orta açıklık planın esasını oluşturur. Her kol ve orta açıklık birer kubbe ile örtülüdür.Kubbeler pandantifler yardımıyla ayaklara ve sütunlara otururlar. Yapının içinde kubbe içleri, pandantifler, kemer ve tonozlar, dışta ise ön cephede yer alan kemer alınlıkları mozaik tekniği ile resimlenmiştir. Resimlerde İncil'de yer alan özellikle Hz.İsa'nın hayatı ve mucizeleri ile St.Marco'nun hayatıyla ilgili konular işlenmiştir; ayrıca dekoratif amaçlı olarak bitki motifleri de özellikle kemerlerde görülür. St Marco Kilisesi Bizans Mimarisine öykünülerek planlanmış olmasına rağmen her dönemde getirilen bir çok parça ile Gotik, İslam ve Rönesans Üsluplarının özelliklerini de taşır.
Ponte Dei Sospiri (Hasret Köprüsü)
Dükler Sarayı ile Prigioni Nuove (Yeni hapishane) arasında kapalı olarak inşa edilmiş 17.yüzyıl Barok Üslupta bir köprüdür. İsmini muhtemelen buradan cezaevine giden mahkumların Venedik'e son kez iç çekerek bakmasından almış olabileceği söylenir.
Rıva Degli Schıavoni
Ponte della Paglia dan, St.Marco Kanalı boyunca, Gierdini di castello'ya kadar uzanır. 1324 yılında oluşturulan bu alan 1780 yılında genişletilerek bugünkü halini almıştır. Yol boyunca çeşitli turistik eşyalar, oteller ve kafeler yer almaktadır.
Arkeoloji Müzesi
Müze 1523 yılında Cardinal Domenico Grimani tarafından oluşturulmaya başlamıştır. Eserler genellikle Antik Yunan ve Roma Dönemi bronz ve mermer heykellerdir.